5 Mart 2013 Salı

Özgürleşmek İstiyorum



Özgürleşmek;Özgür olmak istiyorum,kuş gibi hafif olup uçsuz bucaksız gökyüzünde kanatlanıp uçmak,bir gemi gibi okyanuslarda yol almak ,bir yaprak gibi rüzgarda savrulmak,bembeyaz bir bulutun üstünde yatıp uzanmak ve dünyayı izlemek gökyüzünden,melekler gibi boyutlar arası yolculuk yapmak..vs.vs..
Hayal kurabilmek ne kadar güzel bir şey 
Ama gerçek olan bir şey var kuşlarda özgür değil ki,onlarında bir uçuş mesafesi var.
Geminin de sınırları var,arıza yapabilir,yakıtı bitebilir,ansızın çıkan bir dalga ile denize batabilir.
Rüzgarla savrulan bir yaprak dedim ama onunda ömrü pek uzun değil.Bir yağmurla çamura yapışır ve orada çürür.
Bulutun üstünde uzanmakmı? Bu imkansız bir durum.Herşeyden önce fiziksel olarak imkansız.O bir sis birikintisi ben ise etten kemikten bir bedene sahip varlığım.
Aynı zamanda melekler gibi olabilmemde imkansız.
Özgürleşmek için ne yapmalıyım?İşte hepimizin ASLında arayışı budur.Ne mal varlığı nede hayatımızdaki insanlar bizi tatmin etmez.Tatminsizliğimiz doyumsuzluğumuz burdan gelir.Sürekli bir şeyler eksik,yetersiz ve yarımdır.İstedikçe isteriz..Taa ki aradığımızın ÖZGÜRLÜK olduğunu farkedene kadar.Bunu farketmemiz içinde,sıkışmamız, sıkıştığımızı hissetmemiz gerekir..Ve öyle bir AN gelir ki herşeyi terk ederek genişler ve özgürleşeceğimizi Anlamaya başlarız..
Biz böyle varlıklarız işte.Dedim ya,hepimizin ASLında arayışı budur diye..ASL OL-AN’ın arayışıdır bu işte..
Nasılmı?
ASL OL-ANın; yani Özün, yani RUHun ÖZGÜRleşip burda kendi VARlığını gerçekleştirmek istemesidir.Yani ASL’ı OL-up, AN’da bu ASLını yaşamasıdır.
ASLımızı yaşamadığımız için kendimizi arar ve eksik hissederiz. 
Eksikliğimizi o kadar dışarda aramaya alışmışız ki,kendimizdeki VARlıktan haberimiz yok.Bütün meselemiz Yaradanı dışarda arıyor olmamızdan kaynaklanıyor.Halbuki O’da diyorki;Ben kuluma şah damarından daha yakınım..
ASLımız cılız bir sesle sesleniyor.’’İçine dön,kendine dön,aradığın BENim’’ diyor.
Evet,insan BENliğine yüzünü çevirmediği sürece,dışardaki ilizyonlara takılıp kalacaktır.Kendi ASLından da uzaklaşacaktır. 
Bilinçaltımıza gönderdiğimiz bir dolu olumsuz mesajlar var.Gerçek mesaj şunlardır.
1-Geçmiş ve gelecekte yaşamaktansa,AN’da kendime FARKINDALIK alanı açarak yaşamaya adıyorum.
2-Bütün ALIŞKANLIKLARIMI görüp FARKEDİYOR ve bunları dönüştürüyorum.
3- Duygularımı tanımlıyorum.(Korku,kaygı,endişe,acı vs..)
4-Bana her ne temas ediyorsa,kendimde olan bir durumu görmem için temas ediyor.
5-Ben şimdiye kadar SIKINTI dediğim ve sıkıntı olarak gördüğüm her olayı, DURUM kelimesi ile değiştiriyorum.
6-DEĞİŞTİRMEK istediğim ne varsa artık DÖNÜŞÜYOR.
7-Ben fiziksel olarak küçük görünümlü bir İNSAN olabilirim.Ama aynı zamanda tüm KAİNAT’ı içimde barındırıyorum.Dışarda olarak gördüğüm tüm VAR’lar, BEN’im ASLımda yani BENLİĞİMDE taşıdığım VARlar.
8-Bu fizik bedenimi yıllardır bir kafes gibi kullanıp,içimde RUH’umu zincirledim.O’na nefsimle zulmettim.Benim zulmüm kalıplarıma ve alışkanlıklarıma yapışmamdan kaynaklandı..Kendime zulmederken acı ve korkuyla yandım.Acı ve korkudan çok şey öğrendim.Şimdi tutunduğum tüm kalıplarımı bırakma zamanıdır.
Olumlu olumsuz gördüğüm tüm VARlarıma sonsuz TEŞEKKÜR EDİYORUM.
Beni bugün bu insan yaptıkları için...Bizi tüm düşüncelerden ÖZGÜR BIRAKIYORUM..
Bunları tüm samimiyetimizle kendimize söyleyebilsek,ASL olana teslim olabilsek ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ bu bedende de yaşayabilirdik.ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK denilen şeyi tadabilmemiz ümidiyle...sevgiler
_ÖZ’E DOĞRU_
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder